Ne yazık ki ülkemizde sınav ve eğitim sistemi, bir öğrencinin temel eğitim süreci boyunca isim ve içerik olarak defalarca değişebilmektedir.
Öğretmenleriniz ve okulunuzun yöneticileri, Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik birimi uzmanları ve diğer uzmanlar sınav sistemi, konu içeriği ve benzeri konularda ihtiyacınız olan bilgiyi sizinle paylaşsalar da tüm bu bilgilerin doğruluğunu araştıracak ve ona göre çalışmalarını, tercihlerini şekillendirecek olan sizlersiniz.
Geçmişte ‘rehber öğretmeninin yanlış tercihi’ sonucu istemediği üniversite ve bölüme gittiğini söyleyen onlarca öğrenciyle karşılaştık. Her insan hata yapabilir fakat geleceğiniz ve hayatınız için önemli dönüm noktaları olan sınav ve tercih gibi süreçlerde sadece başkalarının fikriyle (fikir veren bu kişi veya kişiler yılların uzmanı, çok aranan, fikrine önem verilen, bugüne kadar hiç hata yapmamış olsa bile) hareket etmek son derece yanlıştır.
Sınav dediğimiz olgunun sadece bilgi edinmenin ve sonrasında bilgiyi ortaya koymanın bir aracı olmadığını, aslında son derece “psikolojik” bir süreç olduğunu hiç aklınızdan çıkarmayın. Sınava hazırlık süreci önce psikolojik olarak hazır olmayı, sonrasında tüm süreç boyunca psikolojik olarak güçlü olmayı, psikolojik esneklik ve sağlamlığı gerektirmektedir.
Günümüzde tüm sınav ve tercih kılavuzları elektronik ortamda ve kolay ulaşılabilir olmasına rağmen, öğrenciler bu kılavuzları okumaya en hafif tabirle üşenmektedir. Bu durum bir insanın kendisine ve geleceğine verdiği önemin basit bir göstergesidir.
Benzer şekilde çoğu öğrenci sınava ve okul derslerine etkisi olan ortaöğretim başarı puanı, devamsızlık, not verme ve sınıfta kalma gibi durumlara ilişkin yasal mevzuatı hakkında okuma, araştırma yapmamakta ve dolayısıyla hakkını arayamamaktadır. Gireceği sınava ilişkin başarı sıralamaları, sınav süresi ve koşullarıyla diğer tüm sınav kurallarının da tam olarak bilinmediğini, defalarca denemelere girmiş ve yıllardır eğitim sisteminin içinde yer alan öğrencilerde bile görebiliyoruz. Bunun ilerleyen yıllardaki karşılığı ise vatandaşlık hakkını aramak için bir dilekçe bile yazamayan ve haksızlığa uğradığında bilgisizliği sebebiyle yanlış yönlendirilerek mağdur olan bireylerdir.
Aynı durumu çift anadal, yandal, uzaktan eğitim, açık öğretim, çift diploma, ikinci üniversite, fakülte ve bölüm değiştirme, yatay geçiş, dikey geçiş gibi konu ve kavramlarda da görmekteyiz. Kulaktan dolma bilgilerle güncel durumdan habersiz bir biçimde yapılan seçimler, her yıl geri dönüşü zor ve külfetli sonuçlara sebep oluyor.
Kimse bilmen gereken her şeyi sana öğretemez. Öğrenmenin sorumluluğunu kendin alman gerekir. Birey olmak, ailesine ve çevresindekilere artık büyüdüğünü ve haklara sahip olduğunu yüksek sesle iletmek değil; yeterli bilgiye sahip olup başkalarının fikirlerini de alarak sonunda kendi kararını vermek ve verdiği kararın sorumluluğunu alıp sonuçlarına katlanmaktır.
Özgün Ergin
Uzman Psikolog
コメント