Hedef nedir sizce?
Bazılarımıza göre olağan üstü büyük hayalleri de içeren ve belki de bazılarımıza göre yaşamımızdan küçücük bir parça...
Yapmak istediklerimiz, amaçlarımız, kazanmak istediklerimiz her şey bu kapsamda hedef haline gelebilir. Hedef gösterilebiliriz. Hedef olabiliriz. Hedefimize ulaşabilir ya da ulaşmamak için önümüze engeller çıkabilir. vs...
Hedefler niyet, motivasyon ve enerji ile ilgilidir. Yaşamsal anlamda hepimizin bir öncelik alanı bir de etki alanı bir de karar alanı vardır. Bir şeyi yapmayı ya da olmayı ya da elde etmeyi çok istiyor oabiliriz. Peki Hedeflediğimiz şey öncelik alanımızda mı? Buna dair Yetkinliğimiz, donanımımız var mı? Yani etki alanımızda mı? Ve hedefe dair duygumuz ne? Hedef gerçekten kimin hedefi benim mi? Ailemin mi? Alanımın içinde mi? Hedefi oluştururken benim rolüm ne oldu? Önceliklerimle uyuşuyor mu? Hedef ne kadar yakın? Hedefin dinamikleri neler? Hedefin gerçekliği nedir?
Gördüğümüz gibi çokça sorularımız var. Öncelikle hedefler kısa, orta ve uzun vadeli olabilir. Çok büyük ya da çok küçük te olabilir. Örneğin; yarın sabah saat 06.00 da kalkıp kitap okuyacağım demek ve bunu gerçekleştirmek hedefi tamamlamaktır aslında. Yani biz çoğunlukla günlük yaşamımızda hedefler koyar ve onları yaparız. Ertesi günlerde doktordan randevu alıp aldığımız saatte orada olup muayene olmak hedef belirleyip ona ulaşabilmekten başka bir şey değildir. Bir yanıyla hedef aslında günlük yaşamımızda daima yaptığımız eylemselliklerdir. Bu davranışlarımızı otomatik olarak önceliklerimize ve ihtiyaçlarımıza göre belirliyoruz. Hedefi ve ona dönük davranışı belirleyen şey temelde öncelikler ve ihtiyaçlar.
Benim neye ihtiyacım var? Önceliğim ne?
Ders çalışmaya, para kazanmaya, bir meslek edinmeye, tatil yapmaya, iyilik halimi oluşturmaya, mutlu olmaya, sınavı kazanmaya...Bu listeyi uzatabileceğimiz kadar uaztabiliriz.
Evet, ben para kazanmak istiyorum ama sınavı da kazanmam lazım. İkisine de ihtyacım var. Peki ikisini birden yapabilir miyim? Belki...
Sınavı kazanmak istiyorum ama çalışıp para da kazanmam gerekiyor. Günlük 08.00-17.00 arası çalışmalıyım, yaşamımı sürdürebilmem için bunu yapmalıyım. Uyumaya ve erken kalkıp tekrar işe başlamam için 6-7 saat dinlenmeye ve beslenmeye de ihtiyacım var. Ayrıca partnerime zaman ayırmalıyım belki evdeki diğer insanlar da benimle sohbet etmek istiyordur ve onlara da zaman ayırmalıyım. Günde 1 saat çalışarak sınavı kazanabilir miyim? Bilmiyorum. Sorun şu ki ihtiyaçlarımız ve önceliklerimiz de birbiriyle çatışabilir. İhtiyacım çalışmak ise ve önceliğim sınav ise ikisinden birinin olma koşulu yok demektir. Peki çobanlık yaparak ders çalışıp sınavda derece yapanlar nasıl kazandı. Çok basit belli zamanlarda ders çalışmayı öncelik alanlarına aldılar ve ders çalıştılar. Sanıldığı gibi 24 saat çobanlık falan da yapmadılar. Çünkü sınav kazanmayı ders çalışmayı gerçekçi bir hedef haline getirdiler.
Aslında kısaca demek istediğim hedef belirliyorsam hem ihtiyacımı gidermeli hem de öncelik alanımda olmalı yani benim için bir anlamı olmalı ve ona karşı pozitif bir duygu geliştirmiş olmalıyım. Eğer ben ders çalışmak yerine başka eylemselliklerle ilgileniyorsam o zaman ders çalışma istek ve eylemini önceliğime alamamışım demektir. Bu durumda ders çalışamam ya da hedef için nasıl bir eylem yapmam yani davranış geliştirmem gerekiyorsa onu yapamıyorum demektir. Öncelik alanıma ne tür davranışlar yapıyorum kısmını gözlemleyerek bakabilirim. Arkadaşlarımla mı vakit geçiriyorum, telefon elimde sosyal medyada mı dolaşıyorum. Sürekli bilgisayar başında film mi izliyorum... Bu seçenekleri uzatabiliriz. Davranış olarak ne yapıyorsam benim öncelik alanımda onlar var demektir.
Öncelik alanım benim için anlamı olan bir anlam ifade eden şeylerle dolu olmalıdır ve en önce hangisi önde görünüyorsa hangisini yapıyorsam onu başarabilirim. Diğerleri otomatik olarak 2. ve 3. sıralara gider ve 1. sıradaki gerçekleşmeden diğerlerinin olabilme ihtimal de yoktur.
O zaman önce ihtiyacım ve öncelik alanım. Devamı sonraki yazıda...
Deniz Sevimli
Klinik Psikolog
Comments